http://www.samsun55.net/tayfun_alper

 

 

yüksek ateş

Geçen hafta İstanbul'daydım. Samsun'u biraz daha sevdim. İnsan elindekinin kıymetini kaybedince daha iyi anlarmış ya! Her zamanki gibi baş döndürücü bir trafik. Uyulması zorunlu olan tek kural fizik kuralları, yani araba sığarsa girmek serbest. Sağdan geçmemek, birden diğer aracın önüne fırlamamak gibi kısıtlayıcı kurallar yok. Fakat bu kez öncekilerden farklı olarak şunu izledim. "Sana kırmızı yanıyor, bana yeşil, yol benim hakkım" diyen yok. 

Sanırım son cezaevi olaylarında devletin bile aciz kalmasının psikolojik bir uzantısı bu. Tek şerit gidiş olması gereken yolda karşıdan gelen araba için "biz mi ters yoldayız, bu mu?" diye sorduğumda, taksi şoförü "o ters ama bir şey demeye gelmez, bakarsın çeker tabancayı" diye cevapladı beni. İnsanlar korkmuş. Nasıl korkmasınlar ki? Şişli belediye başkanı dedikleri kişinin eşi, Türkiye bütçesinin 20 de biri kadar dolandırıcılık yaptığı iddia edilen kişi daha düne kadar içlerindeydi. Belki hala uzantıları vardır, aynı sokaklardadırlar. Devletin cezaevinde bile kontrol edemediği kişilerin adamları o yollarda, o sokaklarda... Nelerine lazım, ters yolsa ters yol, çekil kenara yol ver.(!)

Elbette kimsenin sokak kabadayısı olmasını beklemiyorum. Ben de olsam onlar gibi davranırım herhalde. Ama gördüğüm tablonun anlamı şu: Kovboy filmlerinin anlattığı zamanlar gibi, güçlüler var, sessizler var. "Senin yasalara saygın yok mu?" kavramı henüz gelememiş. Geleneksel kültürümüz bu çağı yaşamak konusunda gerekli değişiklikleri yapıp kullanılır olmayı sürdüremediğinden, ve çoktan rafa kalkmış olduğundan, maalesef durum bu. 

Ama zannetmeyin ki umutsuzum. Biliyorum ki, bundan önceki  aşamalar geçmemiz gereken bir süreç idi ve yaşadık. Ve ümit ediyorum ki bitirmek üzereyiz. 

Meslektaşlarım iyi bilirler. Bir mikrop vücudu tümüyle etkisi altına almış olmasına rağmen, eğer vücut direnci kırılmışsa ateş olmaz. ateşin yokluğu bu durumda iyi bir belirti değildir. Asıl yüksek ateş başlarsa, mücadele var, kavga var demektir. Ve kazanma ümidi de var demektir. 

Ülkemizin yüksek ateşinin anlamı bence bu. Bankaların sessiz sedasız hortumlandığı, uzantılarının aile fotoğrafı içinde yer aldığı ateşsiz günler bitti demek bu...

Umut güzel şey, yanılacağımı bilsem bile. Ya yanılmıyorsam?

Hoşça kalın.

Tayfun Alper
başa dön